türkiye’de kumar yargı yetkisi belgesi ırak 13
Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu
Bu emir yaşam hakkın sona erdirecek bir eylemi gerektirse dahi sorumluluk emri yerine getirene değil emri verene ait olacaktır. Ancak bazı temel hak ve hürriyetler bakımından askerliğin millî savunma kapsamında özel sınırlama sebebi oluşturması ihtimal dahilindedir. Maddesinde dernek kurma hürriyetine Silahlı Kuvvetler mensuplarına görevlerinin gerektirdiği ölçüde kanunla sınırlama getirilebileceği şeklinde özel sınırlama sebebi öngörülmüştür. Keza, 67.madde gereğince silahaltında bulunan er ve erbaşlar oy kullanamazlar. Silahlı Kuvvetler mensupları siyasî partilere üye olamazlar (AY m. 68/5).
Yine söz konusu cihazların kullanılmasının emirle yasak edilmiş olması, doğal olarak da bu yasağın ilgililere duyurulması gereklidir. Ayrıca suça konu olan cihazın ses ve benzeri verileri ve bilgileri kaydeden, depolayan veya ileten çalışır bir cihaz olması gerekmektedir. Bu üç unsurun birlikte gerçekleşmesi halinde disiplin suçu oluşacaktır. Bir disiplin kabahati söz konusu olduğu takdirde bunun cezalandırılması gerekir (AsCK m.163/3). Ancak bu konuda disiplin amirinin takdir yetkisi vardır.
Devletin gelir ve giderleri her yıl bir bütçe kanunu ile tahmin edilerek belirlenir. Eğer divan bu tahminlere dayalı teklifleri kabul etmezse hükümet bir önceki yılın bütçesini uygular. Devlet ihtiyaçlarının gerektirdiği her türlü malî yükümlülükler kanunla konulur. Malî işlerin kanuna uygunluğunu denetleyen ve bu hususta divana bilgi vermesi gereken bir kurulun teşkili de anayasada öngörülmüş fakat düzenlenmesi kanuna bırakılmıştır. Millî danışma meclisi af, milletlerarası antlaşmalar, bütçe, yeni anayasa tasarısı gibi konularda danışma görevi yapan bir kuruldur.
Burası sosyal bir bölgedir; sosyolojik olarak, biyolojik olarakkesin bir sınır çizmek mümkün değildir. Burada, tek çıkar yol, Irak vekomşularının birbirinin toprak bütünlüklerine, kültürel yapılarına, devlet veidare şekillerine saygılı olmaları, birbirinin içişlerine karışmamaları temelbir prensip olarak kabul edilip ve de uygulanmalıdır. Batılı devletler, KuzeyIrak’taki olaylar ve belirsizliklerden kesinlikle vazgeçmeli ve uluslararasıgüvence altına alınmış Anadolu, Kuzey Irak, Bağdat ve Basra hattını sağlamakiçin, Irak’ı, toprak bütünlüğüyle, yeniden, dünya devletleri topluluğuna almakiçin gayret sarf etmelidirler. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gündemimizde bulunan ÇekiçGüç, Kuzeyden Keşif Harekâtı, işte bu Körfez harekâtı sonucu oluşturulmuş birkuruluştur. Kuzeyden Keşif Harekâtı, Birleşmiş Milletler adına görev yapan,kısmen siyasî yönü olan askerî bir güçtür. Türkiye tarafından, istenerek,ısrarlar üzerine, önce Türkiye’de konuşlandırılmış ve daha sonra 36 ncı enleminkuzeyine, yani Zaho’nun 40 kilometre kuzeyindeki bir yere yerleştirilmiştir. Irak’a uygulanan ambargo dolayısıyla ekonomimizin haksız olarak uğradığıağır zararları göz önünde tutan hükümetimiz, özellikle Güneydoğu AnadoluBölgemizdeki ekonomik ve sosyal koşullar bakımından büyük önem taşıyanönlemlerin etkin biçimde uygulanması için, bu girişimleri sonuçlandırmaktakararlıdır. Değerli milletvekilleri, Ostim gibi önemli ve uzunsüreli bir plan dahilinde yapılan, yüzde 90’ı bitmiş olan yatırımların yüzde10’una ise izin verilemez durumdadır.
- Ancak şunu belirtmeliyiz ki, dünyanın dijitalleşme hızı karşısında yapılan yasal düzenlemeler bu hıza paralel bir şekilde gelişim gösterememektedir.
- Hiç kimsenin eğitim hakkından yoksun bırakılamayacağı, devletin eğitim ve öğretim ile ilgili üzerine aldığı görevleri yerine getirirken anne ve babaların çocuklarına, kendi dini ve felsefi inançlarına uygun olan bir eğitim ve öğretimin verilmesini isteme haklarına saygı gösterme yükümlülüğü olduğu belirtilmiştir.
Ceza Mahkemesi’nin, Uluslararası Af Örgütü tarafından incelenen kararı, kadınların “çevrimiçi ortamdaki faaliyetlerine” dayalı olarak “dünyada yozlaşmayı yaymak” ile suçlandığını belirtiyor ancak konu hakkında ayrıntılı bilgi vermiyor. Gönül kimsenin tutuklanmamasını, tutuklanmışsa da bir an önce tahliye edilmesini ve tutuklu yargılamasının makul sürede tamamlanmasını ister. Bu istek, vicdani temelden ziyade hukuki dayanağa sahiptir. Eski olumsuz örnekler dayanak alınarak, güncel hukuka aykırılıkların masumlaştırılması hukuki ve meşru olmaz. Adalette kaçmayı ve delil karartmayı önleme amacı taşıyan, cezaya dönüştürülmemesi gereken tutuklama tedbiri konusunda iyi sınav vermediğimiz, keyfi, gerekçesiz ve uzun tutukluluk sorunlarının devam ettiği bilinmektedir. Bu sorunlar, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı rahatsız etmeye devam etmektedir. Ancak şimdi bir sorun daha kendisini göstermiştir ki, yasal boşluk iddiası ile asliye ceza mahkemesi tarafından soruşturma aşamasında, yani dava başlamadan tahliye kararı verilebileceği ileri sürülmektedir. Tutukluluğun hukuka aykırılığı iddiasını bir yanlışla gidermeye çalışmak, yargı sorunlarını ve bu alanda yaşanan farklı uygulamalar ile çatışmaları şiddetlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Ceza Muhakemesi Kanunu m.174’de düzenlenen iddianamenin iadesi sebepleri, sınırlı sayıda düzenlenmiştir.
Maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir”. Görüleceği üzere hükümde; “Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla” ibaresine yer verildiğinden, cumhuriyet savcısının birleştirme yönünde talebi olmadığı sürece dava dosyalarını bağlantı olduğundan bahisle mahkemelerden birisinde birleştirilmesi mümkün değildir\. Gerçek zamanlı bahis oranlarıyla canlı bahis yapın, anlık kazançlar elde edin. paribahis\. Çünkü kanun koyucu, cumhuriyet savcılarının bu konu ile ilgili istemlerini dosyaların birleştirilmesinin ön şartı olarak aramıştır. Cumhuriyet savcısının birleştirme yönünde istemi olmadıkça, her iki mahkemenin birleştirme yönünden uyuşmasının bir önemi olmayacaktır. Ceza Muhakemesi Hukukunda sirayet konusu; kanun yoluna başvurmayan sanık veya sanıkların, kanun yoluna başvurmuş olan sanığın, başvurusu sonucunda elde ettiği lehe hükümden yararlanmasını ifade eder.
Zira AİHM, bağımsızlık ve tarafsızlık kriterlerinin karşılanması koşuluyla çeşitli disiplin kurullarını dahi mahkeme olarak nitelendirebilmektedir[660]. Bayrak/Türkiye kararında asker kişileri yargılamak amacıyla kısmen ya da tamamen askeri üyelerden oluşan mahkemelerin kurulması uygulamasının, çok sayıda üye Devlet’in hukuk sisteminde mevcut bir uygulama olduğunu bu tür mahkemeler kurulabileceğini belirterek Disiplin Mahkemelerini de “mahkeme” kavramı içerisinde değerlendirmiştir. Mahkeme, Engel ve diğerleri/Hollanda kararında, disiplin cezalarının infazında askerlerin rütbelerine göre farklı muamele yapılmasının[649] Sözleşme’nin 14. Maddede geçen “veya herhangi başka bir durum bakımından” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, maddede gösterilen ayrımcılık nedenlerinin sınırlı olmadığını, ayrıca özgürlüğü kısıtlamayla sonuçlanan bir ceza veya tedbirin infaz tarzına ilişkin bir farklılaştırmanın da 14. TSK’da disiplin soruşturmaları yapmakla görevli özel bir birim bulunmamaktadır. Bu tür işler genellikle denetim birimleri içinde yer alan müfettişler tarafından yapılmaktadır. Teşkilatında teftiş kurulları bulunmayan birliklerde ise, bir veya birkaç rütbeli personel muhakkik/tahkikat heyeti sıfatıyla inceleme ve soruşturma yapmakla görevlendirilmektedir. Bunların belirlenmesi konusunda kural olarak soruşturma emri veren amirin takdir yetkisi söz konusudur.
Söz konusu baskın ve belgelere el konulması, müvekkillerin, Ankara’daki duruşmalarından iki gün önce gerçekleşti. 15 Eylül’de Ankara polisi, ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’i Gülen hareketiyle ilgili bir soruşturma kapsamında gözaltına aldı. Eski bir Yargıtay hâkimi olan Çelik, Gülen’e karşı açık bir eleştirel tutuma sahipti; gözaltına alınmasının kısmen sebebi kablolu yayın Digiturk aboneliğini iptal etmesiydi. Belli bir tarihten sonra Digiturk aboneliklerinin iptal edilmesi, yayın sağlayıcı şirketin Gülen bağlantılı kanalları ağından çıkarması sonrasında Gülen’in destekçilerine aboneliklerini iptal etmesini emrettiği iddiasından hareketle yetkililerin ihraçlar ve tutuklamalar bağlamında temel aldığı kriterlerden biriydi. Çelik’in gözaltına alınması, Kılıçdaroğlu’na yönelik bir baskı ya da korkutma girişimi olduğu gerekçesiyle eleştirildi.
Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.” olarak tanımlanmıştır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin 208/8 başvuru numaralı ve 31 Mayıs 2022 tarihli Taner Kılıç/Türkiye (No. 2) kararı, tutuklamanın ön koşulu olan “suç şüphesi” konusunda oldukça önemli tespitler içermektedir. Kararda ayrıca, insan hakları örgütlerinin ve aktivistlerinin suç oluşturmayan fiillerinin tutuklama kararlarına dayanak teşkil edip etmeyeceği hususunda belirlemelerde bulunulmuştur. “Terör örgütleri” başlıklı 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. Maddesinde sayılan amaçları gerçekleştirmek amacıyla terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanları 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. Maddesi hükümlerine göre cezalandırılacağı ve örgütün faaliyetini düzenleyenlerin de örgüt yöneticisi olarak cezalandırılacağı belirlenmişken, aynı maddenin 2. Fıkrasında ise terör örgütünün propagandasını yapma suçu müstakil bir suç olarak düzenlenmiştir. Böylece, ifade hürriyeti ile eleştiri hakkının kapsamı genişletilmiştir. Ancak uygulamanın, her zaman bu değişiklik yönünden gerçekleştiğini söylemek isabetli olmayacaktır. TCK’da suç tiplerine özel hükümler kısmında bir hüküm halinde yer verilirken, hakaret suçunda farklı olarak suç 125. Maddede tanımlanmış, devamı maddelerinde ise hakaret suçu ile ilgili değerlendirilmesi gereken belirli durumlara ilişkin özel düzenlemelere yer verilmiştir.
Yenisi seçilinceye kadar eski cumhurbaşkanının görevi devam eder. 1982 anayasası Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından da cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kişi hak ve hürriyetlerini tanımakla yetinmeyip bu hakların gerçekleşebilmesi için gerekli imkânları sağlamayı da hedef alır. Devlet kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasî, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya çalışmak zorundadır. Demokratiklik esası, egemenliğin Türk milletine ait olduğunu açıklayan hükümle birlikte değer taşır. 1876 Kānûn-ı Esâsî’sine göre saltanat yani egemenlik Osmanlı sülâlesinin en büyük evlâdına ait kabul edilirken 1909 değişikliklerinin gerçekleştirildiği II. Meşrutiyet ortamında saltanat-ı milliyye veya daha çok kullanılan ifade ile hâkimiyet-i milliyye kavramları yerleşmeye başlamıştır. Kurtuluş Savaşı’nın anayasası olan 1921 Teşkîlât-ı Esâsiyye Kanunu hâkimiyet-i milliyye esasını bir anayasa hükmü haline getirmiştir.